2 Mayıs 2024
Bizi terörizmle suçluyorlar:
Savunuyoruz diye gülü ve kadını…
Ve kutsal dizeleri…
Ve masmavi gökyüzünü…
Bir ülke ki boşalmış içi…
Ne hava,ne su…
Ne çadır,ne deve,hatta ne de koyu Arap kahvesi!!
Bizi terörizmle suçluyorlar;
Yazıyoruz diye harap olmuş bir yurdu
Ve parçalanmış,güçsüzleşmiş bir yurdun harabelerini…
Adresi olmayan bir vatan bizimki
Ve adı olmayan bir ulus
Bir vatan ki bize gazete almayı yasaklar,yasaklar haber dinlemeyi.
Bir yurt ki,kuşlarına yasaktır cıvıldayıp durmak.
Bir vatan ki,terör yüzünden bütün yazarları alışılmış hiçbir şey hakkında yazmamaya.
Bir vatan ki ülkemin şiirlerine benziyor,hepsi boş laf,ritimsiz ve dışarıdan kopya,diyor.
Acem,sahtekar bir yüz ve dille:
Ne başı var,ne sonu.ne de insanların dertleriyle ilgisi,toprak ana il insanlığın krizi arasında.
….
Bir ülke ki…
Katılır barış görüşmelerine onursuz ve çıplak ayakla.
Bir vatan ki,erkeklerin altına pislediği…
Kadınlara savunacak namusun bırakılmadığı.
Gözlerimiz tuz dudaklarımız tuz kelimelerimiz tuz bu kadar kuruluğu taşıyabilir mi bir benlik?
Kısır Kahtan’dan aldığımız miras mı bu?
Rastlanmıyor artık ülkemizde ne bir Muaviye’ye ne bir Ebu Sufyan’a
Kalmamış ‘’Hayır’’ diyecek kimse haramilerle yüzleşecek.
Vazgeçtiler evlerimizden,ekmeğimizden ve zeytinyağımızdan,çevirdiler tarihimizi tam takır kuru bakır bir kilere.
Hayatımızda şiir de kalmadı,iffetimizi Sultanımızın yatağında kaybettiğimizden beri.
Alıştılar bize,aşağılanmış halka.
Kaplayınca şerefsizlik her tarafı,başka neye tutunur insan.
Tarih kitaplarına bakıyorum
Usame ibn el-Münkit
Ukba ibn Nafi
Ömer ve Hamza ve Halid,Shem’i fetheden sürüleri yöneten.
Bir Mutasım Billah arıyorum Kadınları tecavüzün ve ateşin gaddarlığından kurtaran.
Asrın adamlarını arıyorum
Gördüğüm ürkek kediler oluyor fakat,kendi canlarının korkusuyla farelerin sultanlığında.
Boğucu bir ulusal körlük mü bu?
Yoksa renklere mi körüz?
Bizi terörizmle suçluyorlar reddediyoruz diye ölmeyi
İsrail buldozerleriyle,ki parçalayan topraklarımızı tarihimizi Kuran’ımızı Peygamberlerimizin mezarlarını.
Eğer buysa günahımız,ne güzel şey bu terörizm.
Bizi terörizmle suçluyorlar reddediyoruz diye yeryüzünden kazanmayı Moğolların,Yahudilerin ve Barbarların ellerinde,
Bir taş attık diye Güvenlik Konseyi’nin camına,Sezarların Sezarı oradan kendi istediğini aldıktan sonra.
Bizi terörizmle suçluyorlar reddediyoruz diye kurtlarla masaya oturmayı
bir orospuyla el sıkışmayı.
Amerika,halkların kültürlerine karşı kendi kültürsüzlüğüyle.
Uygarlaştıranlanların uygarlıklarına karşı hiç uygarlığı olmayan Amerika, sağlam saray duvarları bile olmayan!
Bizi terörizmle suçluyorlar savunuyoruz diye ülkemizi
tozun onurunu
başkaldırdık diye insanların ve kendimizin ırzına geçilmesine
Koruyoruz diye, çöllerimizdeki son palmiye ağaçlarını
semalarımızdaki son yıldızları
isimlerimizdeki son heceyi
analarımızın memelerindeki son sütü.
Eğer buysa günahımız,ne güzel şey bu terörizm.
Ben terörizmden yanayım
Kurtarabiliyorsa beni Rusya’dan gelen göçmenlerden,Romanya’dan,Macaristan’dan ve Polonya’dan.
Filistin’e yerleştiler onlar,omuzlarımıza basıp çıktılar,
çalmak için El-Küdüs’ün minarelerini
ve el-Aksa’nın kapısını,
çalmak için arabesk süslemeleri ve kubbeleri.
Daha geçen yıl sokaklar yanıyordu milliyetçi ateşle
taşıyordu nehirler gençlik ruhuyla.
Fakat Oslo’dan sonra kalmadı artık tek bir dişimiz;kör ve kayıp bir halkız şimdi biz.
Bizi terörizmle suçluyorlar
savunuyoruz diye var gücümüzle şiir mirasımızı
ulusal duvarımızı
parlak uygarlığımızı
dağlarımızdaki kaval kültürünü
kapkara gözlerimizi gösteren aynaları.
Ben terörizmden yanayım kurtarabiliyorsa bir halkı zorbalardan
ve zorbalıktan kurtarabiliyorsa insanı
insanın acımasız mezaliminden geri getirebiliyorsa limonu zeytin ağacını
ve götürebiliyorsa kuşları Lübnan’ın güneyine
gülmeyi de Golan tepelerine.
Ben terörizmden yanayım
kurtarabiliyorsa beni Yehuda Sezarından Roma Sezarından
Ben terörizmden yanayım
paylaşıldığı sürece bu yeni dünya düzeni Amerika ile İsrail arasında yarı yarıya.
Ben terörizmden yanayım bütün şiirlerim bütün sözcüklerim bütün dişlerimle
ve bu yeni dünyada düzeni bir kasabın ellerinde olduğu sürece.
Ben terörizmden yanayım eğer ABD Senatosu temsil ediyorsa
yargı dağıtıyorsa
dağıtıyorsa ödülü ve cezayı.
Ben İrhab’dan(terörizmden) yanayım
bu yeni dünya düzeni nefret ettiği müddetçe Arabın kokusundan.
Ben terörizmden yanayım
bu yeni dünya düzeni boğazlamak istedikçe evlatlarımı köpeklere yedirmek için.
İste tüm bunlar adına bağırıyorum gücümün yettiğince:
Ben terörizmden yanayım
Ben terörizmden yanayım
Ben terörizmden yanayım…
_____________________________________________________
NİZAR KABBANİ
 (d. 21 Mart 1923, Şam – ö. 30 Nisan 1998, Londra), Suriyeli şair, yazar ve diplomat. Edebi kariyerinin başlarında kadınlara ilişkin söylediği şiirleriyle ünlenmiş, ardından Filistin konusunda kaleme aldığı şiirleriyle ismini duyurmuştur.

Bir yanıt yazın